20 Mayıs 2009

İnsan ilişkileri ve iletişim

İnsan ilişkileri ve insanların birbirleriyle veyahut çevreleriyle iletişim halinde bulunmaları doğanın getirdiği yazısız bir kuraldır. Öncelikle insan ilişkileri ve iletişimin nasıl olduğu ya da olmasını gerektiğini tartışmak için insan ve iletişim kavramlarını açıklamak da fayda görüyorum.


İnsan, dik duruşa, görece gelişmiş bir beyine, soyut düşünme yeteneğine, konuşma (dil kullanma) kabiliyetine,alet kullanma ve üretme becerisine sahip primat türüdür, diğer yandan iletişim, iletilen bilginin hem gönderici hem de alıcı tarafından anlaşıldığı ortamdabilginin bir göndericiden bir alıcıya aktarılma sürecidir. Bu iki kavramdan da görüldüğü üzere insanın iletişime ihtiyacı vardır fakat iletişim için ille de insana ihtiyaç yoktur, zira iletişim algısı kuvvetli hayvanlar arasında da gerçekleştirilebilecek bir olgudur. Bu noktada konuya insan yönünden yaklaşmak istiyorum neden insanlar iletişime ihtiyaç duyar ve bu iletişim insan ilişkilerini nasıl etkiler?

Şimdi bir düşünün ilişki deyince aklımıza neler geliyor. İlk olarak kız-erkek ilişkileri, aile ilişkileri, iş arkadaş ve çevresiyle olan ilişkiler, sosyal çevre vesaire diye uzayıp gidebilen bir liste. Bu ilişkilerinizden herhangi biri ya da birkaçı bozuksa veya zaman zaman artık konuşmanın bir işe yaramadığını düşünüyorsanız, buyurun yazımı dikkatlice okuyun, çünkü şuana kadar yaptığım gözlemlere ben bu bozukluklara neden olabilecek birkaç sebep ve sonuç buldum ve bunları sizlerle paylaşmak istedim.


Hangi ilişki için konuşursak konuşalım, ilişkinin var olmasını sağlayan en az iki tane insandan bahsetmek gerekir. Bahsedilen iki insandan istenen, uzun vadede uzlaşmacı bir tavırla birbirleriyle saygılı bir şekilde iletişime geçmeleri ve yapmaları gerekenleri uyum içinde ve huzur ortamında iki tarafında keyif alabileceği bir şekilde ifa etmeleridir. Buraya kadar her şey çok kolay gibi gözükebilir ama unutulmamalıdır ki insanoğlu doğası gereği bencildir. Sen ben ya da o diye konuşmuyorum dikkat edin, en başta yazdığım insan kavramının içine giren her varlık bencildir. Bencillik de insana savunma mekanizmasını yükseltme, kendini her durumda ön plana çıkarma, bütün dikkatleri üzerine çekme gibi istekler uyandırır, hepimizin yakından tanıdığı egomuzu şişirmek de cabası. İşte çoğu ilişki bu bencillikten dolayı çok darbe alır. Çünkü bencillik çoğu zaman empati yapılmasını güçleştirir hatta yok eder. Empati bildiğiniz üzere karşımızdaki insanın yerine kendimizi koymaktır ve yapılması o kadar da zor olmayan bir eylemdir fakat bencillik neredeyse bu basit ama etkili çözüm yolunun önünü tıkar.


Bir diğer ilişki katledici eylem de karşımızdaki insanın düşünce ve duygularını bilmeden, onlarla konuşmadan, sadece sezgisel yöntemlerle onun hislerini anlayıp bir tavır takınmaktır. Karşınızdakini ne kadar tanıdığınızı iddia etseniz bile onun ne düşündüğünü bilmeden ya da konuşmadan karşınızdaki insanı algılayamaz ya da anlayamazsınız, gözle gördüğünüz hiçbir şey ya da, sözler hariç, somut hiçbir tavır, karşınızdakinin size olan hislerini ya da duygularını size tam olarak anlatmaya yetmez. Bu yüzden her neyi konuşmak istiyorsanız ilişkilerinizde açık, net ve dürüst olun. Karşınızdakinin duymak isteyeceği şeyleri söylemek gibi bir zorunluluğunuz da yok üstelik çünkü dürüstlük ve açıklık bu zorunluluğu ortadan kaldırır. Karşınızdakini o an mutsuz etmek uğruna gerçekleri söyleyin, emin olun uzun vadede kazanan siz olacaksınız.


Son olarak bağımlılık kötü şeydir, bunu bilmeyen yok tabi. İnsan kopamıyorum ayrılamıyorum dediği her şeyden bir gün kopmak zorunda kalabilir bu ayrı bir yazı konusudur hatta ama benim burada anlatmaya çalıştığım ilişki bağımlılıklarıdır. Kimi insanlar arkadaşlarına kimileri ailelerine kimileri de sevgililerine bağımlı yaşarlar. Bu yüzden de bu bağımlılık insanlar da iletişim sıkıntılarına yok açar. İletişim sıkıntısı farklı türlerle karşımıza çıkabilir, mesela erkek arkadaşına bağımlı olan bir kız, onun kendisine yaptığı her şeyi sineye çekip alttan alabilir, sanmayın ki bu iyiye işarettir ya da ilişkinin ömrünü uzatır, tam tersi bence ilişki de çok büyük bir eksikliktir. Diğer yandan ailemizi seçme gibi bir lüksümüz yoktur ama öte yandan ailesine aşırı bağlı insanlarda da olgunlaşamama, ya da kendini geliştirememe gibi bir takım davranış bozuklukları ortaya çıkabilir.


Yukarıda yazdığım ilişki bozucu nedenlerin çözülmesinin tek yolu sağlıklı iletişimden geçmektedir. Birbirlerine her zaman açık ve dürüst olan insanların ne korkuları vardır ne de ilişki adına tereddütleri. Karşımızdaki insanı kırmamak adına susmak, ya da kendimizi haklı çıkarmak için sürekli bağırmak, sadece sevdiğimiz insanlara zarar vermez aynı zamanda ilişkileri de bitirme noktasına getirir. Biraz çaresizseniz çare sizsiniz tarzı geyik bir yazı oldu kabul ediyorum ama aslında demek istediğim, ilişkilerinizde problem yaşadığınız şeyleri bir arkadaşınızla paylaşmadan önce kendi değer yargılarınızla ölçüp tartar ve karşınızdaki insanla bu sorunu dürüstçe paylaşırsanız, eminim daha sağlıklı bir ruha ve ilişkiye kavuşursunuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder